“İnsanların ruh halini çok iyi anlarım ve onlardan çok çabuk etkilenirim.”
“Çevremdekilerin konforu için çok çaba sarf ederim.”
“Etrafımda olup biten en ufak şeyin bile farkındayımdır.”
“İnsanlar benim için ‘çok düşünceli’ der.”
“Çok uyaranın olduğu yerler beni yorar ve yalnız kalıp dinlenmek isterim.”
“İzlediğim haberler beni herkesten fazla üzer.”
Bu cümleler sizi tanımlıyorsa siz de "Highly Sensitive Person" (HSP), yani "Hayli Duyarlı Kişi" olabilirsiniz.
HSP Nedir?
"Highly Sensitive Person" terimi, ilk olarak psikolog Dr. Elaine Aron tarafından 1990'ların ortalarında ortaya atılmıştır. HSP, çevresel uyaranlara karşı diğer insanlardan daha fazla duyarlılık gösteren bireyleri tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bu duyarlılık, sadece duygusal tepkileri değil, aynı zamanda fiziksel uyaranlara (ışık, ses, koku gibi) verilen tepkileri de kapsar.
HSP’nin Nedenleri
HSP olmanın arkasındaki nedenler, genetik faktörlerden, erken çocukluk deneyimlerine kadar uzanır.
Sinir Sisteminin Hassasiyeti: Beynin sinir sistemini düzenleyen bölümleri, HSP'lerde daha aktif olabilir. Araştırmalar, HSP bireylerin beyinlerinin duygusal ve duyusal uyaranları işleyen bölgelerinde daha fazla aktivasyon olduğunu göstermektedir. Bu, onların çevresel değişikliklere daha hızlı ve yoğun tepkiler vermesine neden olur.
Genetik Faktörler: HSP olma eğilimi genetik olarak aktarılabilir. Eğer ailede yüksek duyarlılığa sahip bireyler varsa, bu özellik sizde de bulunabilir.
Erken Çocukluk Deneyimleri: Çocukluk döneminde aşırı koruyucu bir ailede yetişen ya da travmatik deneyimler yaşayan bireylerin, sinir sistemlerinin hassasiyeti artabilir. Bu da onların yetişkinlikte HSP özellikleri göstermesine yol açabilir.
HSP Olmanın Getirdiği Zorluklar
Yüksek duyarlılığa sahip olmanın hem olumlu hem de olumsuz yönleri vardır. HSP bireylerin karşılaştığı başlıca zorluklar şunlardır:
Aşırı Uyarılma: HSP bireyler, yoğun çevresel uyaranlar karşısında aşırı uyarılmış hissedebilir. Kalabalık ortamlarda, gürültülü mekânlarda veya yoğun sosyal etkileşimlerde çabuk yorulabilirler.
Duygusal Yüksek Duyarlılık: HSP bireyler, başkalarının duygusal durumlarına daha fazla duyarlıdır ve bu durum, empati yeteneklerini güçlendirse de, aynı zamanda duygusal tükenmişlik yaşama riskini artırır.
Stres ve Tükenmişlik: Sürekli olarak yüksek düzeyde uyarılma ve duygusal yoğunluk, HSP bireylerde stres ve tükenmişlik sendromuna yol açabilir.
HSP Olmanın Avantajları
Zorluklarına rağmen, HSP olmanın pek çok avantajı da vardır. Bu avantajları fark etmek, bireylerin bu özelliklerini pozitif bir şekilde kullanmalarına yardımcı olabilir.
Empati Yeteneği: HSP bireyler, başkalarının duygularını anlama ve onlara destek olma konusunda oldukça başarılıdırlar. Bu, hem kişisel hem de profesyonel ilişkilerde büyük bir avantaj sağlar.
Yaratıcılık ve Sanatsal Yetenekler: HSP bireyler, sanatsal alanlarda daha yaratıcı olabilirler. Duygusal derinlikleri ve hassasiyetleri, onlara farklı perspektiflerden bakma yeteneği kazandırır.
Detaylara Dikkat: HSP bireyler, ayrıntılara çok daha fazla dikkat ederler. Bu, onların karmaşık sorunları çözme ve detay gerektiren işleri başarıyla tamamlama konusunda yetenekli olmalarını sağlar.
Aşırı Duyarlılık Nasıl Yönetilir?
Eğer HSP özelliklerine sahipseniz normalden fazla olan duyarlılığınızla başa çıkmanın çeşitli yolları vardır. İşte bazı öneriler:
*Kendinize Zaman Ayırın: Duygusal duyarlılıklarınız nedeniyle bazen başkalarını kendinizden önce düşünüyor olabilirsiniz. Bu nedenle kendinize daha fazla zaman ayırmak ve kendinizi öncelemeyi öğrenmek çok önemlidir.
*Sınırlarınızı Çizin: Harika bir empati yeteneğine sahip olmak bazen beraberinde yorgunluğu getirebilir. Başkalarının mutluluğunu önemsediğiniz için zorlansanız dahi sizi yoran ortamlara girebilir; yapmak istemediğiniz işlere diğerlerinin konforu için hayır demekte zorlanabilirsiniz. Bu nedenle kendi sınırlarınızı tanımalı ve bu sınırları korumalısınız. Kalabalık ortamlarda veya stresli durumlarda kendinizi geri çekmek ve dinlenmek, sinir sisteminizi yeniden dengelemenize yardımcı olabilir.
*Stres Yönetimi Teknikleri Kullanın: Meditasyon, derin nefes alma egzersizleri ve yoga gibi stres yönetimi teknikleri, kolayca uyarılabilen sinir sisteminizi sakinleştirmenize yardımcı olabilir.
*Doğa ile Bağ Kurun: Doğayla iç içe zaman geçirmenin sinir sistemi üzerinde sakinleştirici etkisi olduğunu yapılan bilimsel çalışmalardan biliyoruz. Doğal ortamlarda bulmak sizi rahatlatır ve zihinsel yenilenme sağlar.
*Sağlıklı İlişkiler Kurun: Destekleyici ve anlayışlı kişilerle ilişkiler kurmak, duygusal yükünüzü hafifletebilir. Empati gösteren ve sizi olduğunuz gibi kabul eden insanlarla vakit geçirmek önemlidir.
Unutmayın, “Hayli Duyarlı Kişi” olmak bir zayıflık değil, bir güçtür. Önemli olan kendi hassasiyetlerinizi kabul etmek ve bu özelliğinizi nasıl en iyi şekilde kullanabileceğinizi keşfetmektir.
Uzman Klinik Psikolog İlkay Kılıçarslan Çetintaş
Comments