Günümüz uzmanlarından sıklıkla şu tavsiyeleri duyuyor olabilirsiniz:
· Mutluluk içinizden gelen bir şey olmalı, sevgilinize ya da eşinize bağlı olmamalıdır. İç huzurunuzun en yakınınızdaki insan tarafından bozulmasına izin vermemeyi öğrenmelisiniz.
· Kendinize odaklanın ve sakin kalın. Bunu yapamıyorsanız sizde bir sorun var demektir. Karşı tarafın ağına düşmüş ya da “karşılıklı bağımlı” olabilirsiniz!
Ancak bu tavsiyeler önemli bir şeyi atlıyor: Biyolojik Gerçekler
Birçok bilimsel çalışma, birbirine bağlanan iki kişinin tek bir fiziksel birim oluşturduğunu söylüyor. Partnerimiz tansiyonumuzu, nabzımızı, solunumumuzu ve kanımızdaki hormon seviyesini düzenleyebiliyor. Artık iki ayrı varlık olmaktan çıkıyor, bağımlı oluyoruz. Üstelik bu bağımlılık bir tercih değil gerçek!
Dr. James Coan, evli kadınların beynini MRG ile incelediği bir araştırma yaptı. Kadın deneklere birazdan hafif bir elektrik şoku vereceğini söyleyerek stresli bir durum yarattı.
1. Elektrik akımını yalnız başına bekleyen kadınlar stres altında oldukları için beyinlerindeki hipotalamus bölgesi yoğun bir şekilde harekete geçti.
2. Beklerken bir yabancının elini tutan kadınların hipotalamusunda daha az hareket oldu.
3. Eşinin elini tutan kadınların stresleri neredeyse tespit edilemedi.
4. Eşinin elini tutan ve evlilikleri iyi giden kadınlar ise en yüksek faydayı görenler oldu.
Bu çalışma gösterdi ki iki kişi yakın bir ilişkide olduğunda birbirlerinin fiziksel ve duygusal sağlığını düzenler.
Dr. Brian Baker, yaptığı bir araştırmada iyi giden tatminkâr evliliğe sahip olmanın yüksek tansiyona iyi geldiğini, partnerle vakit geçirmenin kan basıncını sağlıklı seviyelere düşürdüğünü buldu. Öte yandan, evliliğinden memnun olmayanların ise yüksek tansiyon sorunu olabiliyordu. Çünkü temel bağlanma ihtiyaçları karşılanmadığında kişiler kronik bir kaygı ve gerilim hissediyordu.
Dr. Brooke Feeney yaptığı çalışmada çiftlerden kişisel hedeflerini ve keşif fırsatlarını birbirleriyle müzakere etmelerini istedi.
1. Partnerleri tarafından desteklendiğini hisseden katılımcılar başarma ihtimallerinin daha yüksek olduğunu düşündü, özgüvenleri arttı ve müzakereden sonra daha iyi bir ruh halinde olduklarını belirtti.
2. Partnerlerinin daha müdahaleci veya daha az destek olduğunu hissedenler ise; hedeflerini konuşma konusunda daha kapalı davrandı ve müzakere esnasında hedeflerini küçültme eğiliminde oldu.
Sonuç olarak bilimsel çalışmalar göstermiştir ki yakınlık kurduğumuz partnerimize istesek de istemesek de bağımlı oluyoruz. Bu bağlanma bizi hem fiziksel hem de psikolojik olarak etkiliyor. Partnerimiz kendimize olan inancımızı, hayallerimizi, hedefe giden yollarımızı etkilediği gibi hangi sağlık sorunlarına sahip olacağımızı da belirleyebiliyor.
Doğuştan gelen bağlanma ihtiyaçlarımıza sağlıkla cevap veren bir partnerle birlikte olmak, güvenli bir dayanak bulmak, bizi fiziksel ve duygusal açıdan daha sağlıklı kılıp daha uzun yaşamamızı sağlıyor.
Uzman Klinik Psikolog İlkay Kılıçarslan Çetintaş
Comments